SPONSOR ADHOOD

HOŞGELDİN 2010 HEPİNİZE MUTLU YILLAR DİLERİZ..

SPONSORLAR

SPONSORLAR

24 Aralık 2009 Perşembe

AYHAN AKMAN: "ŞAMPİYONLUĞU KİMSEYE BIRAKMAYIZ!.."

Galatasaray’ın tecrübeli futbolcusu Ayhan Akman Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan “Son Pas” programına katıldı.

İlk yarı bitti. Öncelikle Gençlerbirliği maçıyla başlayalım. O maçın kısa bir değerlendirmesini alalım, daha sonra sezonun değerlendirmesini ve senin bireysel performansınla ilgili konuşacağız. Son müsabaka 3 puanla geçildi. Nasıl maç oldu Gençlerbirliği karşılaşması?

Maçın tabiki önemi ortadaydı. Hem ligin son maçı olması sebebiyle hem de bu hafta önümüzdeki rakiplerin puan kaybetmesiyle maçın önemi daha da artmıştı. Herkes tabiki sonuçta tatile rahat bir kafayla çıkmak istediği içinde, özellikle daha da agresif çıktı maça. İlk yarı itibariyle tabiki kaçırdığımız goller vardı. Ama daha sonra golü bulduk ve golü korumayı başardık. Bence sonuçta çok iyi bir oyunla, 3 puanı hakeden taraftık.

İlk yarı ve ikinci yarıdaki tempo arasında sende bazı farklılıklar olduğu inancında mısın çünkü genelde kamuoyuda bu konuda hemfikir oldu. Maçta ilk yarıdaki Galatasaray’la ikinci devredeki Galatasaray arasında biraz daha farklılık vardı diye görüşler vardı. Katılırmısın bu görüşlere?

Şimdi son dönemde son dakikalarda yediğimiz goller vardı. Bu tabiki takım üzerinde olumsuz bir etki yarattı diye düşünüyorum. O yüzden maçın sonlarına doğru gerçekten ister istemez bir stres oluşabiliyor. Son dönem haricinde, genelinde iyi oynadığımızı düşünüyorum.

Herhalde bu maçın en büyük artısı 1-0’dan koruyamadığınız üç tane maç Eskişehir, Manisa ve İstanbul Bş. Bld. maçlarında yapamadığınız burada en azından maçı galip bitirerek yaptınız ve geçmişte bu üç maçta yaşanmış şanssızlıklara sünger çektiniz. İlerki dönemin başlangıcı adına.

Tabiki Evet..

Çok iyi bir sezon başlangıcı Ayhan Akman’dan. Geçtiğimiz yıl da aynı şekildeydi. Sakatlık dönemi dışında full seviyede ve milli takım performansına kadar yükselen kaptan Ayhan Akman performansı. Bu sezona dönersek yine çok iyi bir başlangıç ama son dönemlerde Ayhan yine yedek kulübesinde daha fazla oturur ve ilk 11’de daha az görünür oldu. Neden?

Lige gerçekten çok iyi başladım. Çok formda hissediyordum kendimi. Ama ondan sonra ne yazıkki gelen hafif bir sakatlığım oluştu, 3- 4 hafta gibi bir sakatlık. Yaklaşık 4 hafta oynayamadım. Ondan sonra tabiki fiziki anlamda biraz düşüş yaşadım. Daha sonradan döndüğümde hemen oynamaya başladım tekrar ama eski istediğim gibi performans ortaya koyamadım. Ondan sonra tabiki ilerleyen haftalarda kendimi bulmaya çalıştım ama hocamız öle takdir gösterdi şu an için oynamıyorum. Ama kendimi iyi hissediyorum. Görev verildiği zamanda elimden geleni yapacağım.

Orta sahada senin mevkinde çok fazla kaliteli oyuncunun olması, rekabeti de üst seviyeye taşıyor kuşkusuz.

Muhakkak dediğim gibi bir sakatlık döneminden sonraki ara bana yaramadı tabiki. O yüzden performansta bir düşüklük yaşadım ama bunlar her futbolcunun başına gelebilecek şeyler. Yani sakatlıklar, formsuzluklar.. Bende bu dönemi inşallah ikinci yarı itibariyle daha iyi çalışarak, daha kuvvetli çalışarak bir an önce bu form düzeyimi yukarıya çıkaracağım ve ikinci yarı itibariyle tekrar formama kavuşacağımı düşünüyorum. Sezon başındaki Ayhan olacak.

Biraz da Galatasaray’ın takım değerlendirmesini yine çok tecrübeli bir futbolcu olarak yapar mısın?

Şimdi tabiki erken başladık, erken form yakaladık. Ve lige gerçekten çok üst seviyede başladık hem Avrupa Kupaları’nda hemde lige. Daha sonradan takımlarında form düzeylerini yakalamasından sonra bizde takımla UEFA Kupası, lig, Milli Takım olsun birçok maç oynadık. Sonlara doğru çok doğaldır yani bu düşüş. Ama sonuçta şu an ligin en üst sıralarında yer alıyoruz. Ve bir puan farkla liderin arkasından devam ediyoruz. Önemli olan burada tekrar form düzeyini yakalamak ve sezon başındaki yakaladığımız o galibiyet serilerini ikinci yarı itibariyle devam ettirmek. Dediğim gibi takımlar bir çıkış içersinde olabilirler, bu demek değildirki 17 haftanın 17’sinde de böyle sürecek. Çünkü biz genel itibariyle Galatasaray olarak daha fazla maç oynuyoruz diğer rakiplere göre. Ve bu düşüşte diğer rakiplere göre daha doğal karşılamamız gerekir diye düşünüyorum. Anadolu takımlarına baktığınızda sadece lig maçlarıyla geçiriyorlar ama biz Galatasaray olarak hem Milli maçlarda oynayan çok sayıda oyuncumuz hem UEFA Kupası maçları hem de ardından gelen Türkiye Kupası maçlarıyla beraber sezonu yaklaşık elli maçın üzerinde oynuyoruz. Bu da tabi bizim diğer takımları düşündüğümüzde yaklaşık 2 sezon, onlar 1 sezon oynarken biz 50-60 maçı buluyoruz bazen. Bu da iki sezon demektir. Bu büyük bir yük gerçekten. Zaman zaman bu düşüşler olabiliyor.

Rakamlara baktğımızda 30 maç 17’si lig, 12 tane Avrupa maçı birde Türkiye Kupası toplam 30 maç yapıyor. Şu an Süper Lig’de bir takım, eğer Türkiye Kupası’na da katılmıyorsa, elendiyse yada 32 maçla sezonu tamamlayacak. 32 maçı bir sezonda yapacak takım, siz 30 maçı bir devrede yaptınız ve daha önünüz açık.

Milli maçlar da eksik onun içinde. Onları da kattığımızda 20 - 30 maç oynayan arkadaşlarımız var. Sakatlık hariç, ceza hariç bunların hepsini oynadığınızda büyük bir yük biniyor. Bazen değerlendirirken de futbolcuları ben bu açıdan da bakılması taraftarıyım.

Peki Avrupa’da ve Türkiye Ligi’nde farklı Galatasaray profilleri oluştuğuna inanıyor musun?

Yani şu an baktığımızda ikisinde de iyi bir konumdayız. Ligde puan farkı yok ikincilik, Avrupa Kupası’nda da birinci olarak grubumuzdan çıktık. Şu an için en azından hedeflerimize ulaşmış gözüküyoruz. Lider tamamlamayı düşünüyorduk ne yazıkki çok ummadığımız maçlarda puan kayıpları oldu. Son dakikalarda talihsiz yediğimiz goller olmasaydı şu an ilk yarıyı lider bitirirdik diye düşünüyorum. Ama ne yazıkki olmadı. Ayrı performansı sergilediğimizi düşünmüyorum. Biz maç seçecek oyuncular değiliz. Burada Galatasaray’ın oyuncuları her maça aynı konsantrasyonla ve aynı hedefle çıkıyoruz. Sonuçta biz her maça 3 puan parolasıyla çıkıyoruz. O yüzden maç seçmek, maç ayırmak, hem Avrupa Kupası’nda, hem Türkiye Kupası’nda, hem Türkiye Ligi’nde hiçbir zaman öyle düşünmeyiz.

Genelde bir Panathinaikos olsun, bundan sonra oynayacağınız Atletico Madrid gibi böyle daha isimli rakiplere kuşkusuz konsantrasyon biçimleri bazı futbolcuların farklı olabiliyor...

Şimdi Avrupa Kupaları’nda turlar atlayınca ve önünüze gelen takımların güç oranı değişiyor ve git gide daha güçlü rakiplerle karşılaşılıyor. Tabiki onlarla oynadığınız maçlarda atmosfer, stat, basının ilgisi, taraftarın ilgisi sizi tabii daha ayrı bir motive edebiliyor. Bu gayet doğal birşey. Oynadığınız rakiplerde de karşınızda çok iyi oyuncularla oynuyorsunuz. Onlara karşı daha dikkatli olmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. O yüzden ordada göstermiş olduğumuz performans bazen daha da iyi olabiliyor. Şuda var tabiki oynadığınız maçın kalitesiyle beraber sizin kalitenizde artıyor. Eğer rakibiniz daha kuvvetli ve daha kaliteliyse sizde o paralelde mücadele etmek zorundasınız ve ona ayak uydurmak zorundasınız. Belki o da olabilir.

Atletico Madrid yeni rakip. Artık Şampiyonlar Ligi’nden gelen takımlar da var, kısacası hep elit takımlar var. Bundan sonraki turlar kolay olmayacak kuşkusuz...

Yani Şampiyonlar Ligi’nden gelen ekiplerde çok ciddi anlamda kalite getiriyor UEFA Kupasına. Gruptan çıkan takımlarında kalitesini düşündüğümüzde gerçekten Şampiyonlar Ligi’nden de pek farklı olmayan bir turnuvaya katılmış oluyoruz. Çok güzel çekişmeli maçlar çıkacak. Atletico Madrid’e gelince tabiki çok ciddi İspanya takımlarından her zaman üstlere oynayan bir takım. Oyuncu kapasitelerine baktığımızda gerçekten Arjantin Milli Takımı’nda, Uruguay Milli Takımı’nda, İspanya Milli Takımı’nda ve değişik ülkelerin milli takımlarında oynayan oyunculardan kurulu bir ekip. Böyle bir ekibe karşı oynamak büyük bir zevk olacak bizim açımızdanda. Bizde hem onun keyfine varacağız hemde tabiki hedeflediğimiz yerlere gelme açısından o maçı da geçmemiz gerekiyor.

Bu kuradan sonra Leo Franco da en çok sevinenlerden biri olmuştur kuşkusuz. Kurayla ilgili nasıl bir diyalog geçti Franco’yla aranızda?

Leo’yla konuşurken kendi aramızda kim çıkar, kim çıkmaz diye ben bir empati yaptım Leo da Atletico Madrid’den geldiğinden dolayı senin takımın çıkacak dedim. O da güldü, şakalaştık. Biraz İspanya futbolu da konuştuk o arada tabiki. Tesadüf İspanyollar çıktı bize. O da herhalde sevinmiştir yani.

Atletico Madrid’in kendi liginde kötü gidiyor olması, Avrupa Kupası onları biraz daha kamçılayacak. Yani taraftarıyla bir anlamda barışmak için, İspanyol basınında tekrar söz sahibi olmak için Galatasaray maçını büyük şans olarak görüyor....

Tabiki her takım kötü günlerinden sonra iyi günler yaşamaya çalışır. Onlar içinde bu UEFA Kupası eminimki hedeftir. Onlarda final oynayıp, UEFA Kupası’nı kazanmak istiyorlardır. O yüzden çok ciddi bir rakibe karşı mücadele edeceğiz.

Ayhan sen çok tecrübelisin, iyi bilirsin grup maçlarından sonra iki maç üzerinden eleme maçları oynamak, çeşitli taktiksel düşünceleri de beraberinde getiriyor. Deplasmanda atılacak gol kuşkusuz çok önemli, kendi sahanızda gol yememeniz gerekiyor. Herhalde biraz daha kontrollü karşılaşma bizi bekliyor...

İlk maçın dışarıda oynanması bir avantaj gibi gözüküyor. Oradan elde edeceğimiz iyi bir sonuç bizi buraya daha mutlu dönmemize ve güvenimizi daha çok arttırmamıza sebep olacak. İlk maç çok önemli, orada göstereceğimiz performans bizim önümüzü açacak diye düşünüyorum.

Ligin zirvesine baktığımız zaman ilk haftalar bütün otoriteler lig Galatasaray ve Fenerbahçe arasında geçecek diyordu. Diğer takımlar üçüncülük yarışı yapar deniliyordu. Siz altıda altı, Fenerbahçe sekizde sekiz yaptı. Ama daha sonra Bursaspor, Kayserispor, Beşiktaş toparlandı. Trabzonspor’da arkadan geliyor. Şimdi herkes sezon başında söylediği sözleri yuttu. Ve deyim yerindeyse altılı, beşli bir zirve var.

Dediğiniz gibi herkes Fenerbahçe’yle bizim uzak ara gideceğimizi hesap ediyordu. Sonuçta birinci ve ikinci şuan yine aynı ama hemen arkamızdan da Bursaspor olsun, Beşiktaş olsun, Kayserispor olsun onlarda ciddi geliyorlar. Trabzon’da tabi bu yarışın her zaman içersinde. Çok zevkli, çekişmeli bir ikinci yarı izleyeceğiz diye düşünüyorum. Tabiki bizim hedefimiz şampiyonluk, kimseye bırakmak niyetinde değiliz bu sene şampiyonluğu. İnşallah sonuna kadar kovalayacağız.

Anadolu takımlarının çıkışını nasıl görüyorsun? Kayseri olsun, Bursa olsun bu tip takımlar lige çok renk katıyorlar.

Kayseri’nin ve Bursa’nın çok ciddi anlamda yükselişi var. Tabi onlarında şampiyonluğa oynaması önemli Türk futbolu açısından. İnşallah sezon sonuna kadar bu yarışın içersinde olurlar. Ama sezon sonunda inşallah gülen tarafta Galatasaray olur.

Sevgili Ayhan, sezona çok golcü bir takım olarak başladınız ve ortalama üç golle oynuyordunuz. Forvet oyuncuları olsun, siz orta saha oyuncuları olsun çok başarılıydınız bu anlamda. Daha sonra gol sayısıda, pozisyon sayısıda düştü. Son maçlardan biri olan Antalya maçını saymazsak hep tek gol atılan maçlar ya da hiç gol atamadığınız maçlar gördük. Senin mevkiinden başlayarak problem nerede var sence? Neden eskisi gibi fazla gol pozisyonu üretemiyoruz, daha fazla gol atamıyoruz? Rakipler mi biraz Galatasaray’ı çözmeye başladı? Yoksa kendi oyun stilimizde mi bazı sorunlar var?

Sezona başladığımızda gerçekten çok gol pozisyonu yakalıyorduk. Ve bunlarıda değerlendiriyorduk. Daha sonradan son haftalara bakıldığında ne yazıkki bu performansımızı gösteremedik. Bunun hangi nedenlerden kaynaklandığını daha çok hocamız bilir. Ve onun önlemini hocamız muhakkak alacaktır. Bizlerin teknik ve taktik anlamda konuşması çok doğru değil. Sebepleri bunların nedir, ne değildir onları daha çok hocamız bilir.

Son haftalarda kamuoyunda seninle ilgili yazılıp, konuşulan haberler var. Örneğin son günlerde gazetelerde okuduğumuz Ayhan Akman formasını soyunma odasında unuttu. Ben bunları okuğumda açıkçası inanamadım seni çok yakından tanıyan biri olarak. İstersen o olayın iç yüzünü, nasıl satırlara düştüğünü biraz senden dinleyelim.

Orada forma unutulduğu bir gerçek. Basına yansıyış şeklinde bir tuhaflık var. Sonuçta ben devre arasında yedek oyuncularla beraber girdiğimizde, devre arasında hakikatten bu devre arasının atmosferinden dolayı o ortamda forma unutuldu. Bu bilinçli bir şekilde yapıldı gibi kamuoyuna yansıdı. O beni biraz üzdü. Ben Galatasaray’ın kaptanıyım, böyle bilinçli bir şekilde formayı unutmak Galatasaray kaptanına yakışmaz.

Ben nasılsa oynamayacağım bu maçta formayı yanıma almayayım gibi bir durum var mı?

Bizim her an oyuna girme ihtimalimiz olabilir. Sakatlık olabilir, orada başka problemler olabilir. Hiçbir oyuncu böyle düşünmezki. Benim Galatasaray’ı ne kadar çok sevdiğimi ve ne kadar Galatasaraylı olduğumu gerçekten herkes biliyor. O yüzden ben orada hocamız bana görev vermez yada verir onun tamamen kendi tasarrufudur. Bende her zaman ona saygı göstermek durumundayım. Böyle düşünülmesi Ayhan’ın bilerek formayı unutmuş gibi konuşulması beni gerçekten üzdü. Ben Galatasaray’ın dediğim gibi kaptanlarındanım ve bu hareketi benim bilerek yapmış gibi düşünmeleri bile beni üzdü.

Son dakika bile kalsa oyunun bitmesine sen orada yedek kulübesindeysen ya da ısınma durumunda olan oyunculardan biriysen her an oyuna gireceğini en iyi bilenlerden birisin.

Bu hiçbir şekilde unutmadan başka birşey olamaz. O yüzden hani bunun yorumunu yapan kişilerden birazda bizim oradaki ruh halimizi, bundan sonra neler düşündüğümüzü veya neler hissedebileceğimizi düşünerek konuşmalarını ben rica ediyorum. Ben Galatasaray’a 9 yıldır hizmet ediyorum ve hiç böyle bir olay yaşanmadığına göre bundan sonrada ben böyle bir olayın yaşanmasına zaten izin vermem. Benim Galatasaray’lılığım, Galatasaray’a verdiğim mücadele zaten taraftarlarımızında bana göstermiş olduğu yakınlıktan dolayı onların hepsine çok teşekkür ediyorum. Ben bu tip şeylere zaten onlarında prim vereceğine inanmıyorum.

Benim anlamadığım son zamanlarda, son günlerde, sanki Ayhan Akman için böyle sorun çıkartan, sorun arayışı içersinde, yönetimle problem yaşayan bir imaj çizildi. Bunu neye bağlıyorsun?

O tuhaf birşey. Yani bir futbolcu oynamayabilir, ben zaman zaman burada yedek kaldım. Daha önceki kulüplerimizde de kaldım. Her futbolcunun zaman zaman oynamadığı dönemler olabiliyor. Oynamadığı dönemlerin hemen akabinde futbolcuları bir problem yüzünden oynamadığını düşünmek çok yanlış. Son zamanlarda dediğiniz gibi yönetimle veya hocayla problemim varmış gibi ortaya koyuldu. Ben şunu çok açıkça ifade ediyorumki Galatasaray taraftarı bunu çok net bilsin benim ne hocamla, ne yönetimimle hiçbir şekilde hiçbir zaman problemim olmadı, bundan sonrada olamaz. Ben çünkü Galatasaray için mücadele ediyorum, 9 senemi bu kulübe verdim. Ve bundan sonrada iki sene mukavelem var. Bu dönemi de en iyi şekilde hizmet ederek tamamlamak istiyorum. O yüzden benim hiçbir şekilde ne hocama, ne yönetimimize, ne de Galatasaray taraftarına benim tarafımdan bir yanlış gelemez. Öyle birşey söz konusu olamaz. Ben çünkü Galatasaray için varım ve Galatasaray’ın başarısı için elimden gelen herşeyi yapmaya hazırım. Ve bundan sonrada böyle davranacağım. Yani bu beş dakika olur, on dakika olur, doksan dakika oynanır. Sonuçta ben Galatasaray’ın futbolcusuyum. Zaman zaman dediğim gibi yedek kalacağız. Her futbolcu gibi ben de saygıyla karşılayacağım. Hocamızda görev verdiği zaman çıkıp elimden gelen herşeyi yapacağım.

Kapalı kapılar ardında sanki bir mikrafon varmış gibi kamera varmış gibi Ayhan şunu dedi, karşılığında şu cevabı aldı. Ya da Ayhan’a şu telkin edildi, şu konuşuldu. Bu ayrıntıları nasıl biliyorlar, nasıl yazıyorlar insan hayret ediyor.

Biz bu çıkan haberleri zaman zaman ne yazık ki yalanlamak zorunda da kalıyoruz. Ve olmayan haberi nasıl ispat ediyorsunuz. Ben şimdi bunu olmamış olduğunu söylüyorum ama benim tarafımdan da bir ispatı yok ne yazık ki. Çünkü üçüncü kişi, dördüncü kişilerin olması gerekiyor böyle bir olayın yaşanmadığını söylemek için. O yüzden çok tuhaf şeyler. Belki maksatlı olabilir, maksadı olmayabilir. Ama sonuçta ben dediğim gibi ben Galatasaray’ın futbolcusuyum.

Bir diğer konuda askerlikle ilgili. Ayhan yurt dışına gidecekki orada askerlikle ilgili sürecini tamamlasın burada rahat etsin şeklinde yorumlar var. Bununla ilgili neler söyleyeceksin?

Ben şu an 32 yaşındayım. Futbolcu arkadaşlarımız ve kanunlarımızı bilen herkes bilirki 38 yaşına kadar futbolcuların kanunen tecil etme hakları vardır. O yüzden ben otuz iki yaşında olduğuma göre benim 6 sene kanunen hakkım var. Burada yenilediğim iki yıl kontratım var. O yüzden benim şuan askerlik ile ilgili hiçbir problemim yok. Ve zamanı geldiğinde askere gideceğim. Bunu herkeste böyle bilsin. Askerlikle ilgili benim gündemimde hiçbir problemim yok. Ve yurt dışıyla ilgili ne herhangi bir temasım var ne de Galatasaray’dan ayrılmak gibi bir durum söz konusu. Ben Galatasaray için varım dediğim gibi. İki yılda inşallah yönetimimiz ve Galatasaray taraftarıda bana bu formayı layik gördüğüne göre inşallah ben elimden gelen mücadeleyi sahada olsun, saha dışında olsun, Galatasaray başarısı için elimden gelen herşeyi yapacağım.

Sonuçta sen profosyonel futbolcusun. Şu an her ne kadar 2 yıl daha kontratın var ve Galatasaray’a hizmet etmek istediğini çok rahat söylüyorsun. Umarızda böyle olacak. Bunun sonrasında da sen yurt dışı kapıları açık olduktan sonra, gerekli temaslar sağlandıktan sonra rahatlıkla profosyonel Ayhan Akman olarak herhangi bir ülkede çok rahatlıkla bu ülkeyi Avrupa’da temsil etme gibi bir hakkın var.

İleriki dönemlerde düşünebileceğim şeyler ama şu an söz konusu bile değil herhangi bir takımla görüştüğüm ya da ayrılmak istediğim. Çok net ifade ediyorum yönetimimiz ve taraftarımızda bana sahip çıktıktan sonra bu iki senemde elimden gelen faydayı sağlamak istiyorum.

Son günlerde seninle ilgili konuşulan konulara verdiğin cevaplarla kamuoyu aydınlanmıştır diye düşünüyorum. Ve artık kamuoyunun senin ağzından duyduktan sonra pek fazla bu konuları konuşacağını düşünmüyorum.

Ben de öyle düşünüyorum. Zaten olanlarda bu, yaşanmışlarda bu. Ben genelde yaşadığım şeyleri olumlu veya olumsuz doğru şekilde aktarmayı seven birisiyim. Beni yakından tanıyanlarda bilirki ben çok açık bir insanım. Yaşanılanlar bunlardır. Hiçbir kimseyle ne hocamızla, ne yönetimimizle bir problemim olamaz. Bundan sonrada olmayacak. Bunu herkes böyle bilsin.

Tatili konuşalım biraz. Kısa tatil dönemini planladın mı? Neler yapacaksın?

Devre arasında tabiki ailemle geçirmeyi düşünüyorum. Çocuklarımla beraber olacağım. Bu dönemlerde onlarla fazla ilgilenemedim yoğun maç trafiğinden dolayı. O yüzden genellikle çocuklarımla geçirmeyi düşünüyorum. Zaten en güzel tatilde onlarla beraber olmak.

Son olarak yeni yıl mesajı alalım Ayhan senden. 2010’a Galatasaray’lı taraftarlara neler söylemek istersin?

Herkes’in yeni yılını kutluyorum. İnşallah yeni yıl 2010 bizlere sağlık, mutluluk ve başarı getirir. İnşallah 2010 yılındada hedeflediğimiz şampiyonluğu Galatasaray taraftarına hediye ederiz.

GASOL KARARINI VERDİ!..

NBA'de Los Angeles Lakers, yıldız oyuncusu Pau Gasol ile kontrat yenilemeye hazırlanıyor. İspanyol forvetin, 3 yıllık yeni sözleşme karşılığında yaklaşık 64 milyon dolara 'Evet' dediği öğrenildi.

Bu sezon 16.5 milyon dolar, gelecek sezon ise 17.8 milyon dolar alacak olan başarılı oyuncunun, yeni kontratı sonrası 2013-2014 sezonuna dek kazanacağı paranın yıllık 20 milyon dolar civarı olması bekleniyor.

Lakers'ta rota, Gasol'ün ardından Kobe Bryant'a çevrilmiş durumda. Süper yıldız ile yeni kontrat görüşmelerinin sorunsuz sonuçlanması bekleniyor.

Bu arada takımın efsane head coachu olan ve sezon sonu coachluğu bırakabileceği söylenen Phil Jackson'ın ise, kurulacak kadro ve maddi şartların durumuna göre Lakers'ta görev almaya devam edebileceği de gelen duyumlar arasında...

2007-2008 sezonu ortasında Memphis Grizzlies'tan takas yoluyla gelen 29 yaşındaki oyuncu bu sezon 16 maçta 36.0 dakika, 17.0 sayı, 12.6 ribaunt, 3.7 asist ve 1.8 blok ortalamalarını tutturmuş durumda...

ALEX GİDİYOR MU?..

Fenerbahçe’nin Breziyalı yıldız futbolcusu Alex de Sousa, Brezilya’nın Cruzeiro takımına gideceğine ilişkin iddiaları yalanladı.

Alex, internetteki sitesinde Portekizce yer alan açıklamasında, "Bu hafta içinde, nereden çıktığını bilmediğim bir şekilde Cruzeiro ile görüştüğüm ve geri dönmem için bana teklif yapıldığı haberleri çıktı. Yalan!" ifadeleri yer verdi.

Cruzeiro’nun spor direktörü Eduardo Maluf ile her zaman konuştuğunu, çünkü arkadaş olduklarını ve Brezilya kulübünü kendine çok yakın hissettiğini belirten Alex, "Cruzeiro ailesinin sevgisine teşekkür ediyorum, ama bu haberi yalanlamaktan başka bir şey yapamam. Fenerbahçe ile 2011 Haziran ayına kadar sözleşmem var ve bunu tamamlamayı arzu ediyorum" dedi.

Türk Futbolunun En İyi Tribün Bestesi! Göztepe-İsyan Marşı

İzmirin sokaklarında
Yürüyoruz formalarla
Sayımız yüzbinler oldu
Sarısıyla kırmızıyla
Sarın güneş gibi olsun
Kırmızın damarımda kan
Sensiz geçmesin bu yaşam
Senin için bütün kavgam
1925 de doğdu şanlı göztepemiz
Issız kuytu köşelerden
And olsunki döneceğiz
O günlere inanarak
Dalgalan sarı kırmızı
Acıların arasından
Söyle isyan marşımızı
Kalksın eller üçlü için
Haykıralım gözgöz için
Son nefesi verir gibi
Şehadet getirir gibi

24.12.2009-Günün Fotoğrafı

20 December 2009, Everton 1 - 1 Birmingham
Steven Pienaar of Everton is challenged by Barry Ferguson of Birmingham City


Messi ile çok özel!


FIFA Dünya'da Yılın Oyuncusu ödülünü kazanan Barcelona'nın yıldz futbolcusu Lionel Messi, son derece özel bir röportaja imza attı. Arjantinli oyuncu; ödülü kazanması, Barcelona ile Arjantin kıyaslaması, Maradona ile olan ilişkileri ve Arjantin'in Dünya Kupası'nı kazanmasıyla ilgili birçok soruyu, son derece içtenlikle yanıtladı.

İşte o röportaj...

FIFA Dünya'da Yılın Oyuncusu ödülünü kazanmak nasıl bir duygu?
Bu çok özel, çok gurur verici bir ödül. Daha önce de söylediğim gibi, benim için en önemlisi; gruplar ya da takımlar arasından sıyrılarak şampiyon olmaktır. Ancak geçtiğimiz 2 yıl kazanmaya çok yakın olduğum bu büyük ödülü, 3. adaylığımda kazanma şansını elde ettim ve bu yüzden FIFA Yılın Oyuncusu ödülü benim için çok değerli.

FIFA Dünya'da Yılın Oyuncusu ödülünü siz değil de bir başkası kazanacak olsaydı, sizce bu kim olurdu?

Cevap verilmesi zor bir soru. Barcelona çok başarılı bir yıl geçirdi. Takım arkadaşlarımın hepsi bu sezon çok çalıştılar bu yüzden hepsi yılın oyuncusu olmayı hak ediyorlar.

Xavi, Iniesta, Ibra, Kaka, Cristiano... Hepsi tek kelimeyle harika oyuncular. Bu ödülü kazanan onlardan biri de olabilirdi.

Bu yıl bu büyük ödülü kazanma şansını elde etmenizin arkasındaki nedenleri sıralayabilir misiniz?

Sürekli öğrenme isteği, daha başarılı olabilmek için daha çok çalışmak, çok yönlü bir oyuncu olmak ve her zaman daha fazlasını istemek. Ben bunları takım arkadaşlarımdan ve yöneticilerimden öğrendim.

Barcelona çok sayıda şampiyonluğa imza atmış bir takım. Bu sizin ve temsil ettiğiniz takım için ne ifade ediyor?

Şampiyonluklar hem takıma hem de oyunculara çok büyük prestij kazandırıyor. FIFA yılın oyuncusu ödülünü Barcelona'da oynarken kazanmak benim için çok önemli çünkü profesyonel futbola burada başladım ve futbolla ilgili herşeyi burada öğrendim. Bu, ödülü benim için çok daha özel bir hale getiriyor.

FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu ödülünün bu kadar önemli olmasının sebebi nedir sizce?

Ödülün bu derece önemli olmasının nedeni; futbol dünyasının en büyük isimlerinin oylarıyla belirleniyor olmasıdır. Tabi bu isimlerin sizin başarınızı takdir ettiğini bilmek de oldukça önemli.

Barcelona ile Arjantin Milli Takımı'nın oyun tarzları arasındaki farklılıklar nelerdir?
Karşılaştırma yapması çok zor. Barça'da uzun saatler antrenman yapıyoruz, diğer takımlarda çok nadir görebileceğiniz bir futbol tarzımız var. Birbirimizi uzun süredir tanıyoruz ve sürekli takımın ve kendi oyun tarzımızı yeniliyoruz, ama çok katı kurallarımız yok. Biz bir ‘'takımız'', en önemlisi bu.

Maradona'yı bir yönetici olarak nasıl tanımlarsınız?

Oyuncularıyla çok yakındır, adeta bizden biri gibidir. Ve bizlere sürekli güven aşılar.

Kendinizi yeni Maradona olarak görüyor musunuz?
Kesinlikle hayır. Bu benzetmeden onur duydum ama her zaman söylediğim gibi, yalnızca bir tane Maradona var ve onun gibi bir oyuncu bir daha gelmez. Ben öğrenmeye ve öğrendikçe büyümeye devam ediyorum ancak Maradona gibi oynayayabilmek için önümde daha çok uzun bir yol olduğunu biliyorum. Kariyerime, bu benzetmeler üzerimde bir baskı yaratmadan devam etmek istiyorum.

Gelecekte kendinizi bir kulübün ya da milli takımın başında görüyor musunuz?
22 yaşıma henüz girdim dolayısıyla bunu düşünmek için çok erken. Uzun bir futbol kariyerim olacağını umuyorum bu yüzden futbolu bıraktığım zaman ne yapacağımı hiç düşünmedim. Hala futbol oynayabiliyorken daha büyük başarılara imza atıp, daha fazla ödül kazanmak istiyorum, yani emekli olmak düşüncesinden bile çok uzaktayım.

Bir takımın başında olmak zor mudur?

Evet, tabi ki bir takımı yönetmek çok zor. Çünkü yalnızca takımı oluşturmak yetmiyor, o takımı nasıl yönetmeniz gerektiğini çok iyi bilmeniz de gerekiyor. Her zaman ilk 11'e girme şansı olmayan ve bu yüzden her zaman çok mutlu olmayan oyunculardan oluşan bir takım. Her zaman üzülen, bunun haksızlık olduğunu düşünen birileri olacak. Bu kararı vermek çok zor ama eğer o takımın başındaysanız bunu yapmak zorundasınız.

Güney Afrika hakkında neler biliyosunuz? Kendi takımınızın Dünya Kupası'ndaki şansı nedir sizce?
Doğrusunu söylemek gerekirse Güney Afrika hakkında çok az şey biliyorum. Takımım için harika bir Dünya Kupası olacağını umuyorum. Mümkün olan en iyi şekilde hazırlanıyoruz. Arjantin, hırslı oyunculardan oluşan çok iyi bir takım ve kupayı kazanmak konusunda şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum.

Dünya Kupası'nda oynama imkanı bulmak bir futbolcu için ne kadar önemlidir?
Tahmin ettiğinizden çok daha fazla. Dünya Kupası bir futbolcunun oynayacağı en büyük ve en önemli turnuvadır. Çünkü, Dünya Kupası karşılaşmalarında bir anlamda ülkenizin bayrağını taşıyorsunuz. Özellikle Arjantin'de, futbol pek çok insan tarafından dikkatle takip edilen en popüler spordur. Tüm bu nedenlerden dolayı Dünya Kupası'nda oynuyor olmak çok önemli.

Sizce Gana, Fildişi Sahili gibi Afrika takımlarının Dünya Kupası'nda şansı var mı?
Tabi ki, neden olmasın. Futbolda herşey mümkün. Afrika takımlarından biri zaten grubu geçti. Gana, Fildişi Sahili de iyi takımlara sahip, bence onlar da gruptan kolayca çıkabilirler.

Arjantin Dünya Kupası'na katılmakla ilgili bazı problemler yaşadı, sizce bu finalde bir tehlike yaratır mı?
Aslında şimdiden birşey söylemek çok doğru olmaz. Katılım süreci boyunca konuşulanlar yüzünden gerçekten çok zor anlar yaşadık. Ancak bu sürecin zor ve karmaşık geçmesi bizi daha da hırslandırdı bu yüzden bizim için çok farklı bir Dünya Kupası olacak.

24.12.2009

Hido'dan double double: 94-64


NBA'de Çarşamba gecesi oynanan maçta Toronto Raptors, Detroit Pistons'a konuk oldu. Kanada ekibi maçtan 94-64 galip ayrılarak galibiyet serisini üç maça çıkardı. Baştan sona üstün bir performans ortaya koyan Raptors'ta Andrea Bargnani 21 sayı, 4 ribaunt, 2 blok ile maçın en skorer ismi oldu. Jarrett Jack 14 sayı, 5 ribaunt, 7 asist ve Chris Bosh 12 sayı, 9 ribaunt ile oynarken milli oyuncumuz Hidayet Türkoğlu 11 sayı, 11 asist ile double double yaptı.

Richard Hamilton, Ben Gordon ve Tayshaun Prince gibi aslarından yoksun olan Pistons'ta ise Will Bynum 12 sayı, Chris Wilcox 11 sayı, 6 ribaunt, Jonas Jerebko ve ve Jason Maxiell ise 10'ar sayı, 9'ar ribaunt ile maçı tamamladılar.

Gecenin toplu sonuçları

Houston 87
Orlando 102

Minnesota 103
New Jersey 99

Utah 70
Miami 80

Toronto 94
Detroit 64

Golden State 102
New Orleans 108

Washington 109
Milwaukee 97

Portland 98
San Antonio 94

Oklahoma City 117
Phoenix 113

Atlanta 104
Denver 124

Cleveland 117 (Uzt.)
Sacramento 104

Toronto
İlk 5
MinFG3PtFT+/-OffRebAstTOStlBSBAPFPts
J. JackG29:584-72-34-4+231570000214
D. DeRozanG18:392-50-02-2+6000220036
A. BargnaniC33:209-152-41-2+201400021021
C. BoshF33:164-50-04-4+190914010212
H. TürkoğluF31:574-93-50-0+1303112000311
Bench
MinFG3PtFT+/-OffRebAstTOStlBSBAPFPts
A. Johnson
23:173-60-03-6+13261104059
M. Belinelli
23:104-81-10-0+18012010039
S. Weems
22:163-70-10-0+23183211016
M. Banks
18:021-20-11-2+7021200033
P. Mensah-Bonsu
6:041-10-01-2+8000001023
J. Calderon
Oynamadı
R. Evans
Oynamadı
R. Nesterovic
Oynamadı
P. O'Bryant
Oynamadı
A. Wright
Oynamadı

Toplam

35-658-1516-22
53826134912494
Yüzde: .538.533.727 Takım Ribaundu: 10

Detroit
İlk 5
MinFG3PtFT+/-OffRebAstTOStlBSBAPFPts
R. StuckeyG32:113-130-02-2-15113200128
C. AtkinsG11:200-30-12-2-2001100022
B. WallaceC24:142-50-00-2-95101000034
J. JerebkoF37:272-91-45-6-205901101110
J. MaxiellF29:214-120-02-2-153900002310
Bench
MinFG3PtFT+/-OffRebAstTOStlBSBAPFPts
W. Bynum
32:346-140-00-2-262334001412
C. Wilcox
23:464-100-03-6-214610111311
D. Summers
19:162-80-21-2-18130000105
C. Villanueva
12:120-70-20-0-7021000110
A. Daye
11:271-50-00-0-9130000102
K. Brown
6:100-00-00-0-8110100030
B. Gordon
Oynamadı
R. Hamilton
Oynamadı
T. Prince
Oynamadı

Toplam

24-861-915-24
23471092192264
Yüzde: .279.111.625 Takım Ribaundu: 12


24.12.2009

Cim Bom'da stopere 4 aday


Galatasaray, sezonun ilk yarısı boyunca savunmada yaşadığı sıkıntılara çözüm üretmek amacıyla bir dizi stoperle anlaşma zemini aramaya başladı.

Sarı kırmızılı takımın savunmasındaki isimlerin sezonun büyük bir bölümünü sakatlık sorunları yaşamaları, Gökhan Zan ve Emre Güngör, ayrıca Emre Aşık'ın daha da yaşlanıp eski formundan uzak görünmesi üzerine Başkan Adnan Polat ve yönetimi mutlaka savunmaya yabancı bir stoper transfer etme kararına vardı. Teknik Direktör Frank Rijkaard'ın da savunmaya mutlaka takviye istemesi üzerine harekete geçecek olan Futbol Şubesi Sorumlusu Haldun Üstünel'in önümüzdeki günlerde önemli bir savunma oyuncusunu sarı kırmızılı renklere katması bekleniyor. Sarı kırmızılı transfer komitesinin belirlediği isimler ise şunlar:

1-TOMAS UJFALUSİ: Atletico Madrid forması ile İspanya'da futbol hayatını sürdürüyor. 31 yaşında 1.82 boyunda. 78 kez Çek Milli formasını giydi ve 2 gol attı. Sözleşmesi 2011 yılına kadar olan Ujfalisi'nin transferi gerçeklemesi son derece ilginç olacak, Avrupa Kupası'nda Atletico Madrid ile eşleşen Galatasaray rakibinin önemli bir oyuncusunu transfer etmiş olacak. Ayrıca bir gerçek var ki, Atletico Madrid savunması İspanya Ligi'nin en zayıf savunmalarından biri olarak gösteriliyor.

2- DİEGO GODİN: Villarreal Kulübü'nde top koşturan Urugaylı oyuncu 23 yaşında. 1.87'lik boyu ile hava toplarında son derece etkili olan Godin, 34 kez Uruguay Milli ve milli forma ile 3 gol attı. Bonservisi 5-7 milyon euro olarak belirlene Godin'intransferini mümkün kılan etken ise sözleşmesinin bu sezon sonu bitecek olması.

3- JAN SİMUNEK: Almanya'nın son şampiyonu Wolfsburg Kulübü'nda forma giyen Simunek, Çek Milli Takımı formasını da 2 kez giydi. 22 yaşında ümit veren bir genç oyuncu. 1.87 boyunda ve sözleşmesi 2011 yılında bitiyor.

4- KHALİD BOULAHROUZ: Fas asıllı bu oyuncu aynı zamanda Hollanda vatandaşı olduğu için Portakallar'ın Milli Takımında oynuyor. 27 yaşında kulübü Stuttgart ile olan sözleşmesi 2012 yılında bitiyor.


24.12.2009

İçindekiler

*Günün Gelişen Tüm Spor Haberleri
*Oynanan Maçlarla İlgili, Açıklama, Fotoğraf ve Maç Özeti
*Puan Durumu

Turkcell Super Lig Puan Durumu

  • 01.Fenerbahçe-37
  • 02. Galatasaray-36
  • 03. Bursaspor-35
  • 04. Kayserispor-34
  • 05. Beşiktaş-32
  • 06. Trabzonspor-27
  • 07. Gençlerbirliği-26
  • 08. İstanbul B.B-26
  • 09. Eskişehirspor-25
  • 10. Antalyaspor-24
  • 11. Gaziantep-24
  • 12. Kasımpaşa-20
  • 13. Manisaspor-18
  • 14. Diyarbakırspor-18
  • 15. Ankaragücü-17
  • 16. Sivasspor-17
  • 17. Denizlispor-7
  • 18. Ankaraspor (İhraç Edildi)